NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ اللَّهِ
بْنُ
الْمُبَارَكِ
عَنْ مُوسَى
بْنِ عَلِيِّ
بْنِ رَبَاحٍ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ أَبِي
قَيْسٍ
مَوْلَى
عَمْرِو بْنِ
الْعَاصِ عَنْ
عَمْرِو بْنِ
الْعَاصِ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِنَّ فَصْلَ
مَا بَيْنَ
صِيَامِنَا وَصِيَامِ
أَهْلِ
الْكِتَابِ
أَكْلَةُ السَّحَرِ
Amr b. el-Âs (r.a.)'dan demiştir
ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu";
"Şüphesiz, ehl-i
kitabın orucu ile bizim orucumuzun arasındaki fark, sahur yemeğidir."
İzah:
Müslim, sıyâm; Nesaî,
sıyâm; Tirmizî, savm; Ahmed b. Hanbel, IV, 197; Darimî, savm 9.
Eski hıristiyan ve yahudîler
de oruç tuttuklarında akşam uyuduktan sonra yemek ve içmek kendilerine haram
olurdu. Artık oruç fiilen başlamış sayılırdı. Müslümanlığın ilk günlerinde
müslümanlar için de durum aynı idi.[bk. Hadis no, 2313.] Bilâhere müslümanlar
için fecr doğuncaya kadar yeme-içme ve cinsî temasa müsaade edildi hatta sahur
yemeği yemek teşvik edildi.
Burada müslümanlarm
orucu ile ehl-i kitâbdan olanların orucu arasındaki farkın sahur yemeği olduğu
belirtiliyor. Buhârî ve Müslim'in rivayetlerinde ise, Rasûl-i Ekrem sahur
yemeğini emretmiştir. Rasûlullah'ın bu emri şu şekilde vârid olmuştur:
"Sahuru yeyiniz, çünkü sahurda bereket vardır."
Âlimler, Rasûlullah'ın
bu emrini nedbe hamletmişlerdir. Yani sahur yemeği yemenin mendup olduğuna
hükmetmişlerdir.
Sahur yemeğine teşvîk
edilmesinde birtakım hikmetler vardır. Bunlardan birisini bizzat Rasûlullah
(s.a.v.); sahurun berekete vesile olacağını belirterek söylemiştir. Ayrıca
sahur, seher vaktinde uyanık olmaya böylece ilâhi feyzlerden istifâdeye
sebeptir. Oruca başlarken yenilen yemek, gün boyu açlığa katlanmada kolaylık
sağlar. Böylece müslümanların oruç ibâdetinden kaçınmalarına engel olur. Bu
konuda başka hadîsler de vârid olmuştur.